Seyahat Etmenin Zorlukları

 İlke defa Çin’e gelmişlerdi..2 kişiydiler. Çin’de yemek bulamazsınız denmişti kendilerine birileri tarafından.. Bir hafta kalacaklardı. Yanlarında getirdikleri erzak listesinden sadece bazılarını sayayım isterseniz:
6 tane Trabzon ekmeği
2 kg baklava
2 kg Antep fıstığı
1 kg ceviz
1 kg karışık kuruyemiş
100 adet poşet çay
10 tane konserve balık
1 kg beyaz peynir
…..
…..
…..

Bu gerçek bir olaydır……İster inanın ister inanmayın….

12.01.2005

Komşu Hakkı

Kaldığımız oteldeki Türklerle kısa sürede kaynaşmıştık. Bir akşam onları odamıza davet ettik, beraber çay kahve içtik, sohbet ettik….

Ertesi akşam işlerimizin yoğunluğundan görüşemedik. Daha sonraki akşam selamlaştığımızda bize küstüklerini söyleyince şaşırmıştık…Nedenini sorduğumuzda ise Bize gelmediniz!!! dediler…. Komşuyuz burada adam bir uğramaz mı? Gönüllerini almak için o gece onlara geçip yedik içtik ve gönülleri alınmış oldu bu sayede :))))

12.01.2005

Kore’de Türk İmajı!

Seoul’dayız, yanımızda korece bilen bir Türk arkadaşımız var… Takside gidiyoruz ve taksici arkadaşımıza soruyor…

– Nerelisiniz?
– Türküz…
– Sizde teknoloji bizimki kadar gelişmemiş değil mi? Sizde şu arabalardan var mı? Sizde şu var mı? vesaire vesaire….

Şoför amca bizi küçümsedikçe küçümsüyor… Şoföre Kore Savaşını biliyormu diye sor dedik arkadaşa….

Tabii dedi…. O zaman TÜRK ASKERİNİ DE TANIYOR MU dedik? Tabii derken şoför bir anda ciddileşti.. Karşısındaki Türkler o askerlerle aynı milletin insanlarıydı.. O askerler ki, bugünkü Kore’yi Kore yapan Kahramanlardı….

Şoför amca, kalan yol boyunca sadece Türklerin kahramanlıklarını anlatıyordu….

9.06.2003

Milliyetçiliğin Böylesi

Seoul’dayız… Taksideyiz… Müzik çalıyor. Pop ve Amerikan stilinde….

Taksici ingilizce bilmiyor, yarım yamalak oruyorum…. Neden Kore müziği çalmıyorsun diye?

Adam hafiften kızarıyor…. Yol kenarında bir müzik store görüyor ve aniden duruyor… Gidip 2 tane kaset alıyor Kore müziği…. Arabaya gelip onları koyuyor.. Halen utanç halinde…Oysa ben çoktan unutmuştum o konuyu…..

9.06.2003

Yemek Servis Sıralaması

Tur ile İtalya yapıyorduk. Floransa-Roma-Venedik turuydu, bir hafta sürecekti…

Roma’da bir lokantaya akşam gittik grup halinde…. Hoş bir lokantaydı ve ortam çok sevimliydi.. Tur grubundaki arkadaşlarla da hoş beş sohbetler yeni yeni başlıyordu…

Garson gelip siparişlerimizi almaya başladı… Yanımızdaki arkadaş, önce çorba, sonra et ve sonra makarna istediğini söyledi…

Garson: “Olmaz!” dedi.

-Neden olmaz?

– Önce çorba, sonra makarna sonra et alacaksınız….

– Sana mı soracam be ne yiyeceğimi? Getir istediğim şekilde servisi!

Arkadaşımın bu sert çıkışı, haddini bilmeyen İtalyan garsonu kendine getirmeye yetmişti…Hemen gidip servisi o şekilde getirdi…

Zevk bu kardeşim…İster önce ister sonra…Kim nasıl isterse o şekilde yer…

9.06.2003

Musluk Ama Nasıl Musluk?

Roma’dayım. Restoranda yemek yedikten sonra lavaboya geçtim.

Musluğa takıldı gözlerim… Suyu açacak bir mekanizma yok muslukta.. Sağa baktım yok, musluğun altına elimi uzattım belki kızılötesi ile alıcı vardır altta diye….

Çalışmıyor…. Bütün bildiğim yolları denedim..Olmadı ve gene olmadı…

Yardımıma bir Italyan yetişti… Adam ayağını uzattı yerdeki düğmeye bastırdı ve su akmaya başladı….. Sistem ayakla çalışıyormuş meğerse…

Adamlar elleri musluğa değmesin diye böyle bir sistem bulmuşlar…

Gidenlere tavsiyem dikkat etsinler benim gibi rezil olmasınlar:)))

9.06.2003

Wc Kültürü

90’lı yıllar… Daha ilk Çin’e gittiğim dönemler…. İlk kez Wenzhou’ya geçmişiz. Shanghai yanında Wenzhou çok geri kalmış o dönemde….

Bir firmaya ziyarete gittik.. Tuvalet ihtiyacı duyduğum için WC nerede dedim ve birisi yolu gösterdi…

Neyse küçük abdestti ve bir şekilde sıkıntımı gidermeye çalışırken…….. arkamda haşır huşur sesler duydum…korktum..irkildim…. sağıma baktım kimse yok….solumda da kimse yok…..ses arka taraftan geliyor…göz ucuyla arkaya baktım…ne göreyim?

Amcamın birisi büyük tuvaletini yapıyor ve gazete kağıdı ile haşır huşur uğraşıyor ve işin ilginç tarafı kapı yok…..

Hemmen işimi bitirip uzaklaştım oradan….Arkadaşa anlattım olayı…İnanmadı… ve sıkıntıı olduğu halde de tuvalete gidemedi…otele kadar tuttu :)))))

Bu olay birkaç kasabada daha başıma geldikten sonra anladım ki bu bir kültür oralarda…..

9.06.2003

Uçak Dediğin…

Wenzhou ve Ningbo şehirleri arası eskiden yol çok kötü olduğu için 4-5 saat sürüyor ve ulaştığınızda zaten harap bir hale gelmiş oluyordunuz.

O sıralarda cankurtaran niyetine uçaklara binebilirdiniz. Ama gelen uçak pır pır uçaklardan… Uçağa bindiğinizde ağır bir koku, sanki sizden önce koyunları taşımışlar dersiniz :))

Birkaç kez bu uçaklarla uçma şerefine nail olduk biz de…

Sonradan kaldırdılar bu güzelim uçakları seferden.. Ne de üzülmüşümdür!!!

9.06.2003

Ahır Otel

Kanton Fuarı sırasında Çin’de otellerde fiyatlar astronomik rakamlara ulaşır. 30 dolara kalınan oteller 250 dolar isterler sizden…

Senelerce kaldığımız Liu Hua Otel vardır orada, hemen fuara yakın diye kalırız.. Normalde 3 yıldız ve temiz de sayılmaz..Sırf fuardan daha fazla faydalanabilme uğruna kalırız orada…

2002 yılında otele geldiğimizde normal odaların dolu olduğunu ve bize SUIT oda vereceklerini söylediklerinde kabul etmekten başka çaremiz kalmamıştı zaten. O saatten sonra otel ve oda bulmak zaten mümkün değildi…

Otele giriş yaptıktan sonra odaya geldiğimizde yaşadığımız tam bir şoktu… Oda rezaletti ve acaip kokuyordu. Güya suit odaydı , genişti gerçi ama yatabilene aşkolsun…

Hemen resepsiyonu aradım ve bu odada kalamayacağımızı belirttim. Bir görevli en sonunda bir oda bularak beni oraya gönderdi. Diğer 2 arkadaş ise bu SUIT odada bu gecelik kalmak zorundaydılar…

Sabah kahvaltılıklarımızı almak için arkadaşların odasına geldiğimde tüm geceyi uyuyamadan geçirdiklerini öğrendim.

İnanın 250 dolar değil 10 dolar verilmeyecek bu odaya bir de utanmadan SUIT ODA diyenlere ne demeli bilemiyorum….

Millet rant gelir elde etme peşinde ……. Almanya Frankfurt’ta da bu böyle, Çin Guangzhou’da da….

9.06.2003

Tiryakilik Zor İş!

Singapur Havayolları ile Singapur’a uçuyoruz. Uçağımız o dönemde İstanbul’dan çıkıp, Suudi Arabistan’ın Dhahran kentine inip 1 saat yakıt molası ve yolcu alıyor ve Singapur’a devam ediyordu.

Uçakta sigara içme yasağının ilk başladığı dönemdi. Tiryakiler krize girmiş ve sigara sayıklamaya başlamışlardı daha 4 saatlik ilk uçuş sonrası. Uçak kenarda beklerken, yakıt alımı için yakıt tankeri uçağa yanaşmıştı.

Biz açılan yan kapılardan yemek ve içecekleri getiren hizmetlileri incelerken , bizim tiryakiler hosteslerle pazarlık yapmaya çalışıyorlardı.

– Birer sigara içsek ne olur? Söz içeriye atmayacağız izmaritleri!!!!

İşin ilginç tarafı, izmaritleri dışarı atmaları daha tehlikeliydi çünkü yakıt tankeri hemen altımızdaydı…..

Bir sigara ve bummmmmmmm :)))

Tiryaki o kadar krize girmiş ki…. düşünemiyor bile :)))

9.06.2003