Sıkça duyduğumuz sorulardan bazıları:
– Uçakta powerbankimi yanıma alabilir miyim?
– Şarj aletini bavula koyabilir miyim?
– Mobil şarj aletiyle seyahat edilir mi?
Uçakla seyahat edenler için merak edilen sorulardan biri powerbanklerin ya da mobil şarj aletlerinin yanınızda taşınıp taşınamayacağı konusudur.
Bagajınız içerisinde pilli ürünler yasaklı olarak geçmektedir.Bavulunuza şarj aletlerinizi koymamanız gerekiyor.
Bu ürünlerin sadece yolcu yanında taşınmasına izin verilmektedir.
Powerbanklerin üzerinde kaç miliamper (mAh) oldukları bilgisi görünmek zorundadır. Bazı havaalanlarında görevliler şarj aletlerine bakar ve miliamper bilgisi olmayan mobil şarj aletini yanınıza bile almanıza izin vermemektedirler. (Tayland’da yanımda bulunan powerbank görevliler tarafından alındı ve verilmedi)
Powerbank ürününüzün havaalanında alıkonulmasını istemiyorsanız yukarıdaki bilgilere dikkat etmenizde fayda var.
Ayrıca çakmaklar için de birçok ülke havaalanında yanıcı madde olarak geçerli sayılıp yanınızda bulunan çakmakları (ne kadar değerli olursa olsun) uçağa almamaktadırlar. Sigara içen biriyseniz ya en ucuzundan çakmak ile seyahat edip uçağa alınması yasak olan yerlerde atık kutusuna atacaksınız ya da çakmaksız seyahat edip gittiğiniz yerde marketlerden bir çakmak alacaksınız.
Formu eksiksiz doldurduktan sonra ödeme sayfasına geliyor ve vize ödemesini kartla yapıyorsunuz.
İletişim olarak yazdığınız e-posta adresinize onay gelmesini bekliyorsunuz. (Benim Tokyo-Seoul uçağına bu formun doldurulacağı bilgisi önceden verilmemişti ve check-in sırasında müracat etmem gerektiği söylendi. Onay maili bir saat sonra gelebildi. Bu fotoğraflı onay olmadan görevliler bilet işlemini yapamıyorlar. Neredeyse uçağı kaçıracaktım, son yolcu olarak uçağa koşarak yetişebildim)
Check-in işlemi sırasında dönüş bilet bilgisi de soruluyor, mutlaka dönüş uçuş bilet bilgileriniz yazılı ya da dijital olarak yanınızda olsun.
E-vize müracaatı onaylandığı zaman ekran görüntüsünü almanızda çok fayda var, internetin düzgün çekmediği acil durumda ekran görüntüsünü göstererek pasaport kontrolünden geçebilmeniz kolay olur.
Check-in işlemi sırasında kalacağınız otel bilgisi, dönüş bilet bilgisi de soruluyor. Mutlaka otel rezervasyonu ve dönüş uçuş bilet bilgileriniz yazılı ya da dijital olarak yanınızda olsun.
Müracaat bitince barkodunuz oluşturulacak,
Bu barkod numarasının ekran görüntüsünü almanızda çok fayda var, internetin düzgün çekmediği acil durumda ekran görüntüsünü göstererek pasaport kontrolünden geçebilmeniz kolay olur.
2019 yılı sonlarında dünyaya kara bir bulut gibi çöken Covid 19, en çok da Çin’i ve çinlileri vurdu.
Covid19 salgını yüzünden 4 sene süren büyük sıkıntılar yaşandı. Şehirler köyler kasabalar kapandı. Yasaklar yüzünden insanlar evlerine hapsedildiler. Binlerce insan öldü ve hayat durma noktasına geldi.
2023 yılı başlarında açılmaya başlayan yasaklar, normale dönüş noktasında pozitif gelişmelere sahne oldu.
4 sene sonrasında Çin’e seyahat etmek bu anlamda çok önemliydi benim için. 21 yaşımdan beri senede bazen 4 bazen 6 defa seyahat ettiğim bu ülkeye bir anda 4 sene gelememek ilginç bir durum oldu benim için de.
Eskiden sabah karar verip akşam uçağa atlayıp gittiğim bu ülkeye bu gelişte vize almam bile 1 aydan fazla sürdü. 3 aylık ve tek giriş vizesi aldım, havaalanında pcr testi ve “health declaration” formunu doldurmak gerekiyordu. Bunları halledip uçağa bindim ve Katar / Doha üzerinden Hangzhou’ya uçtum.
Hangzhou Havaalanı’ndan Yiwu Şehrine geçtim. Yiwu’ya ilk seyahatim 1998 yılında olmuştu ve o zamanlar daha yeni yeni ihracat üzerine geliştirme çalışmaları başlamıştı. 2000 yılında tekrar gittiğimde market canlanmıştı, 2003’te gittiğimde “Futian Market” canlı bir şekilde yabancı müşterilere hizmet vermeye başlamıştı. 30000 üzeri dükkan mevcuttu. Ve bu sayı eklenen yeni binalarla bu sayının birkaç katı daha arttı.
2005-2010 yılları arasında Çin’de dünyaya ihracat yapmak adına Çinli bir ortakla şirket kurup ihracatlar yaptım. Futian Markette de bir ofis açarak oraya gelen tüccarlara da ürün satma imkanımız olmuştu.
Futian Market 2019 yılında zirveyi yaşıyorken Corona salgını yüzünden oradaki işyerleri de maalesef ciddi bir etkilenme yaşadı ve birçok dükkan kapanmış o dönemde.
Nisan 2023’te gerçekleştirdiğim bu seyahatte birçok dükkanın kapalı olması beni üzdü. Çalıştığım bazı fabrikalar da kapanmışlar.
Eskiden Pazar Günleri de çalışan işyerlerinin çoğu artık Pazar günlerinde kapalılar. Coronanın insanların hayatına getirdiği bir diğer yenilik ise evlere servis sistemi. Heryer motokurye dolu ve insanlar en basit ihtiyaçlarını bile evden verip kuryeyle alıyorlar. Kurye sistemi ciddi bir şekilde gelişmiş ve heryer motorsiklet dolmuş.
Elektrikli scooterlar hiç yok denecek kadar azalmış. 2019’da her yerde scooter görebiliyorken artık ya bisiklet ya da motorsiklet görebiliyorsunuz sokaklarda.
Çin elektrikli araçlar konusunda dünya lideri, pil imalatı burada olduğu için Tesla markası da buradan pilleri alıyor. Bir sürü Çin markası elektrikli araba üretmiş ve yollarda görebiliyorsunuz. Şarj edilme süresini de kısaltmakla alakalı ciddi çalışmalar yapılıyormuş.
Son 20 yıl boyunca her sene yükselen ev fiyatları da Covid döneminde durmuş ve %30 kadar bir gerileme olduğunu söylüyorlar.
Çin’de arsalar devlete ait ve insanlar 70 sene süreyle satın alıyorlar. Bizdeki gibi sonsuza dek o arsa sizin sayılmıyor. 70 sene sonra devletle oturup tekrardan anlaşma yapıp 70 sene daha uzatabiliyorsunuz. Bu sebeple devlet eski evleri, eski dükkanların olduğu bölgeleri mal sahiplerinden para vererek alıyor ve yıkıp çok daha yüksek fiyattan yeniden satıyor. Bu sayede ekonominin ayakta kaldığını söylüyorlar.
Uzun yıllar boyunca herkese zorlanan “Tek Çocuk” politikasına son verilmiş ve artık istediği kadar çocuk yapma imkanı verilmiş, verilmiş ama hayat şartlarının pahalılığı sebebiyle ikinci çocuk yapmak o kadar da kolay değil.
1990’larda Çin yollarında arabayla gitmek acaip zordu. Heryerden bir araç çıkabiliyordu, sol şeritte pancar motorlu bir araç yavaş yavaş giderken, yola bakmadan çıkan arabalarla kafa kafaya gelindiği çok oluyordu. Seneler sonra bu sıkıntıyı aştılar ve düzenli bir trafik sistemi koymayı başardılar. Şimdilerde ise aynı sıkıntıları motorsikletlilerle yaşıyorsunuz. Yürüme alanlarından hızla giden motorsikletliler yüzünden her an etrafınıza, sağınıza solunuza ve hatta arada arkanıza bakmanız gerekiyor. Çinliler için çok normal gelen bu durum bizler için karın ağrısı olarak geçiyor. Bu sıkıntıyı da zamanla çözeceklerine inanıyorum ama şu an için karın ağrısı olduğu kesin.
Çin CASHLESS yani “Para kullanılmayan” bir sistemin son aşamasına gelmiş durumda. Covid döneminde “wechat pay” ve “Ali Pay” gibi barkod okutarak ödeme yapılan sistemler ciddi anlamda hayata girmiş ve neredeyse hiçkimse nakit para taşımıyor olmuş. Bu sistem bütün dünyaya yakında yayılacak ve para yerine barkodlu ödeme sistemine her ülke geçecek gibi görünüyor.
Alışveriş yaptığım süpermarkette çin banka sistemine uygun kredi kartı geçiyor denildi (mastercard ve visa geçmiyordu) bu durumda peşin ödeme yapayım dedim, koskoca markette bir tane kasa sadece peşin ödeme kabul ediyordu ve oraya yönlendirdiler.
Metrodan, markete, lokantadan taksiye, heryerde cep telefonundan ödeme yapılıyor. Şu an için para taşıyan biz yabancılar için her dükkanda nakit kabul etme zorunluluğu varmış, yani bir iki sene daha para ile alışverişe izin verilecek, sonrası bilinmiyor! Belki de yastık altında tutulan tüm kağıt paralar bir gün hiçbir değer ifade etmeyecek duruma gelecek…
Geçen hafta uzakdoğudaydım, bazı izlenimlerimi bu haftaki bültenimizde sizlerle paylaşmak istiyorum
– Çin Yeni Yıl tatili sonrasında halen bazı fabrikalar işçi bulamadıklarından şikayet ediyorlar. Senelik iş anlaşmaları bu tatil sonrasında yapılıyor ve işçi bulmak eskisi kadar kolay değil. İşçi maliyetlerinin hızla yükselmesi ve artık insanların yaşadıkları bölgelerde iş arama tercihleri nedeniyle, iş gücü problemi ciddi bir sorun olmakta.
– Hayat daha zorlaşmaya başlamış. Bizdeki gibi özel okullar ve özel hastaneler hızla çoğalıyor. Devletçilik mantığı bir müddet sonra özelleştirmeye doğru gidecek ve bunun sinyallerini görebiliyorum.
– 1990 yılından beri senede 3-4 kez Çin’e seyahat eden biri olarak, bu ülkedeki gelişimi ve değişimi çok net analiz edebiliyorum. İnsanların yüzlerindeki sıkıntı ve gelecek korkusu artık çok rahat okunabiliyor. Eskiden yokluk içerisinde ama mutlu olan bu insanlar, şimdi ceplerinde çok para olmakla birlikte huzursuzlar.
– Ev fiyatları astronomik değerlere ulaşmış durumda ve artık devlet bu konuda çok ciddi kurallar koyarak bu ticareti durdurmaya çalışıyor.
– Yaşlılar ve emeklilerin hayat standartları gittikçe daha zor bir duruma geliyor. Herşey daha pahalı ve aldıkları maaşlar eskisi gibi yetemiyor.
– Yeni devlet yönetim halk için yeni bir umut olmuş durumda. Umarım beklentileri karşılayabilirler. Aksi takdirde Çin eskisi kadar mutlu bir ülke olmayacak ileride, ve onların ellerinde bizim gibi din silahı da bulunmuyor ve halkın çoğu inançsız olduğu için bizdeki gibi kolay yönlendirilemezler de…
– Ülke bütünlüğü ile alakalı devlet sansürü halen devam ediyor. Bağımsızlık isteyenler, bölücülük yapanlar yakalandıkları anda idam edilebiliyorlar. Uydu anteni halen yasak ve bizdeki gibi isteyen istediği kanalı rahatlıkla izleyemiyor ve bölücü yayın yapanlar ülke içine ve evlere kolay kolay sızamıyorlar.
İyisiyle kötüsüyle dünyanın en güzel ülkesinde yaşıyoruz. Ülkemizin dünya üzerinde bulunduğu noktanın ne kadar stratejik bir nokta olduğununun artık hepimiz farkındayız. Ülkemiz üzerinde oynanan oyunları hepiniz görüyorsunuz. Bizleri bölerek yoketmeye çalışmalarına izin vermeyelim ve kardeşliğimizin farkına varalım.
Dünyada başka Türkiye yok!
Bu hafta sizlere Çin Seyahat Notlarını paylaşmak istiyorum.
– Çin Yuan’ı 6.29 seviyesinden işlem görüyor. Yönetim Çin Parasının değer kazanmasını istemiyor çünkü ihracatların sağlıklı olabilmesi adına yuan-dolar dengede gitmek zorunda.
– Hızlı büyüme yerine yaşam kalitesinin artırılması ve Batı Çin Bölgelerinin gelişimi projesine ağırlık verilmiş.
– Suriye konusunda Rusya ile çekimser bir politika izleyen Çin, olaylara halen çok temkinli yaklaşmaya gayret ediyor.
– Türk Heyetinin Çin ziyareti sırasında önce Doğu Türkistan’a, sonra Pekin’e uğraması Çinliler arasında ciddi bir sorun yaratmış belli ki. Konuştuğum her Çinli, Türkiye’nin Doğu Türkistan olaylarını desteklediğini ve bunun Amerika destekli olduğunu düşünüyor.
– Çin’de “Tek Çocuk Politikası” iflas etmek üzere. Tek çocuk sahibi olan iki aile, yaşlanınca çocuklar hangisine bakmak zorunda? sorusunu çözemiyorlar. Tek çocuk ileride evlenip aile sahibi olduğunda, maddi gücü yoksa bütün bir aileye nasıl bakabilecek? Soruların cevabını arayan yönetim, ikinci çocuğa esnek davranmaya başlamış bile. Başka da çare görünmüyor zaten bu konuda.
– Çin’de bebeklerin cinsiyetini belirleyen ultrason halen yasak. Çocuğun cinsiyetinin önceden bilinmesi riskli diye düşünülüyor. Doktorlar doğumdan önceki son günlerde cinsiyet hakkında bilgi verebiliyorlar.
– Japon düşmanlığı içeren filmleri her gün televizyonlarda izleyebiliyorsunuz. İkinci Dünya savaşı sırasında Japonların Çinlilere yaptıkları halen Çinlilerin hafızalarında canlı duruyor.
– Çin’de yemek yerken ağzını şapırdatmak ayıp sayılmayan hatta sevilen bir davranış, yemeğin lezzetli olduğunu bu sayede kanıtlamış oluyorlar.
– Hong Kong’da otel fiyatları fuar dönemlerinde astronomik fiyatlara ulaşıyor. 100 usd olan bir otelin fuar döneminde gecesi 300-400 dolarlara ulaşabiliyor. Seyahat etmeden önce mutlaka rezervasyonunuzu sağlam yaparak yola çıkın.
– Çin ve diğer Uzakdoğu ülkelerinde cep telefonunuzu roaming yapmak yerine, bulunduğunuz ülkenin yerel telefon kartlarını alarak çok uygun fiyata telefon ihtiyacınızı giderebilirsiniz. Dakikası 7 TL olan telefonunuzun yerine o ülkenin telefon kartlarıyla çok daha ucuza bu sıkıntıyı halledebilirsiniz. Havaalanlarında ve istasyonlarda telefon kartları satılmaktadır.
– Akıllı telefonlara yükleyebileceğiniz Skype, Whatsapp, Viber gibi programlarla telefon listenizdekilerle ve bu programları kullanan diğer kişilerle kolaylıkla iletişim kurabilirsiniz. Seyahatlerde bu programlar gerçekten çok kullanışlı, tavsiye ederim.
Bu haftanın bültenini sizlere uzakdoğudan yazıyorum. Birkaç gün önce Malezya’daydım. Bu hafta Malezya notlarını paylaşayım:
– Kuala Lumpur Uluslararası Havaalanı (KLIA) ile şehir merkezi arasında en kolay ulaşım yolu hızlı tren sistemi. 30 dakika içerisinde şehir merkezine ulaşıyorsunuz. KLCC adı verilen Kuala Lumpur City Centre, şehrin merkezi sayılıyor. Bu bölgenin diğer bir adı da Golden Triangle yani Altın Üçgen.
– Müslüman Malay, Hindu Hint, Budist Çin kültürlerinin birbirine saygı ile birarada yaşadığı bir ülke burası. Hint Tapınağının yanıbaşında Çin Tapınağı ve onun yanında Cami görebiliyorsunuz.
– Kuala Lumpur’da taksilere azami dikkat etmeniz gerekiyor. Çoğu sahtekar ve 10 Malezya Ringgit (MYR) tutan yere size 25-50 MYR fiyata götürmeye çalışıyorlar. Taksimetre açmayan taksiye binmemeye gayret gösterin. Eğer başka çareniz yoksa da sağlam pazarlık etmeden yola çıkmayın.
– Malezya’da yönetim müslümanlarda olmakla beraber ekonomik üstünlük Çinlilerde. Hintliler de ekonomide sağlam bir güce sahipler.
– Evlenmeden önce gençlerin Mekke’ye Hacca gitmeleri zorunluluğu var.
– Malezya’da sokak ortasında ahlaksız hareket edenleri ikaz eden, hatta hapis cezası almalarını sağlayan ahlak polisleri mevcut.
– Malezya gazetelerinde Türkiye ile alakalı gelişmeler yakından takip ediliyor. Neredeyse her gün bir ya da birkaç haber görebilmek mümkün.
Haftaya Çin notlarımı paylaşmayı planlıyorum…. Gelişmeleri ve izlenimlerimi sizlere sunmaya gayret edeceğim.
Eğer yurtdışına çıkıyorsanız, gideceğiniz ülkede iletişim ve internete girebilmek için doğal olarak telefonunuzu da yanınızda götüreceksiniz. Yerli telefon firmalarının yurtdışı paket ücretleri astronomik fiyatlardır. Uzakdoğu ülkelerinde bir dakikalık aramanın bedeli 7 tl, bir sms atmak 1.5 tl ile ücretlendiriliyor.
Özel yurtdışı paketleri de çok uygun seçeneklere sahip değiller.
Yurtdışına gittiğiniz havaalanına indiğinizde o ülkenin telefon servis sağlayıcılarının standlarını göreceksiniz. Bunlardan size en uygun olduğunu düşündüğünüz bir tanesini seçin ve oranın hattını satın alın. Kısa vadeli kullanım paketleri mevcut oluyor genellikle ve size kalacağınız gün sayısınca yeterli olacak krediyi satın alın.
Oradan ülkemizi aradığınızda çok daha ekonomik fiyatlarla konuşacaksınız. Roaming denilen sistemde hem yerli hem de kullanılan servis sağlayıcısı iki kere kazanırken, oranın hattıyla yapacağınız konuşmada sadece oradaki firmaya para ödemiş olursunuz.
– Çin Yuanı 6.25 seviyelerinden işlem görmekte. Bu seviyenin 6 seviyesine inmesinin ekonomik anlamda ciddi bir sıkıntı olacağı söyleniyor.
– Birçok firma dünyadaki ekonomik krizin etkilerinden kaçamadığı için kapanmış. Araplar, Avrupalılar ve Kuzey Afrika ile çalışan firmalar çoktan kapanmışlar. Müşteriler gelmediği sürece nereye kadar dayanabilecek ki bu insanlar? Çoğu ihracata bel bağlamış ve senelerdir bu şekilde ticaret yapıyorlardı. Birçok firma iç piyasaya yönelmiş durumdalar.
– Geçen senelerde üst katlarda bile yer bulunmayan iş merkezlerinin üst katları artık bomboş, hatta ikinci ve üçüncü katlarda bile birçok boş dükkan görmeniz mümkün.
– Fabrikalar işçi bulma sıkıntısı yaşıyorlar. İşçiler daha uygun yaşam standartları ve masrafların daha az olduğu bölgeleri tercih ediyorlar. Artık işçi daha değerli bu ülkede. İşçilerin hakları da gün geçtikçe düzenlenmelerden geçiyor.
– Ürün fiyatları yükselmeye devam ediyor. Yaşam standartları yükseldikçe maliyetler de yükseliyor ve insanların daha fazla çalışması gerekiyor. Kapitalist düzenin olmazsa olmazı sayılan insan gücünden maksimum faydalanma kuralı artık daha net kendini belli ediyor Çin’de.
– Bizdeki gibi hayat sigortası, sağlık sigortası, özel eğitim, özel güvenlik sistemleri burada da başlamış. İnsanlar çocuklarını okutmak, kaliteli sağlık hizmeti alabilmek adına sigorta firmalarına koşuyorlar. Birileri de bu sistem sayesinde zengin olmaya devam ediyor.
– Çin Maliye Bakanlığı, bizim yıllar önce yaptığımız gibi, fiş veya fatura almayı teşvik etmek için özel çaba sarf ediyor ve reklamlar yapıyor. Fatura alanlara kazı kazan misali kağıtlar veriliyor ve hediye kazanma şansı ile insanları bilinçlendirmeye çalışıyorlar.
– Geçen sene patlak veren süt krizi halen devam ediyor. Bir fabrikanın ürettiği sütte melamin bulunması yüzünden anneler çocuklarına ithal süt alma savaşındalar. Yerli süt fabrikaları iflasın eşiğindeyken, Yeni Zelanda ve Avustralya süt ithalatçıları bayram ediyorlar.
– Sahte yumurta ile alakalı bilginiz var mı bilmiyorum ama Çin’e gelmeden önce bir arkadaşım, Çinlilerin sahte yumurta yaptığını söylediğinde “Yok artık!” demiştim. Maalesef burada öğrendiğim kadarıyla bunu da başarmışlar! Ciddi ciddi sahte yumurta imalatı yapanlar yakalanmışlar. Ülke çok geniş bir coğrafyaya yayıldığı için kolay kolay da kimlerin yaptığını bulamıyorlar. Yumurtanın bile sahtesini yapabilen ince zekalı insanlara şapka çıkartmak gerekiyor. Sahte yumurtayı gerçeğinden ayırt edebilmek için de çeşitli araştırmalar yapılıyor. İnsanlar bu yüzden köylerden yumurta getirtiyorlarmış.
Teknolojinin gelişmesi bir yana insanların doğal gıdalara hasret kaldığını görmek çok üzücü bir durum. Eskiden paketlenmiş gıdalara para bayılan insanlar, artık doğal gıdalara yüksek fiyat dahi olsa, sağlıklı olması nedeniyle para ödemekten kaçınmıyorlar.