Evrensel Yardımlaşma Derneği

Evrensel Yardımlaşma Derneği, henüz çok yeni olmasına rağmen güzel projeleriyle karşımıza çıkıyor. Gönüllü arkadaşların desteğiyle paketlenen erzak paketleri, gene gönüllü arkadaşların tesbit ettiği ve ihtiyaç sahibi olduğu yerinde tesbit edilen ailelere dağıtılıyor.

Ailelerin öncelikli ihtiyacı olan yiyecek ihtiyacına destek veren dernek, ayrıca kıyafet, okul yardımı, sağlık desteği gibi konularda da ailelere yardımda bulunmaya çalışıyor.

Maddi sıkıntıların aşılması halinde hizmet verilen aile sayısı daha da artacak olan bu derneği en azından internet sitesini ziyaret ederek destekleyebilirisiniz. http://www.e-yardim.org

26.12.2003

Terör Vahşeti!!

15 Kasım 2003 tarihinde, 2 sinagogu hedef alan terör saldırısı 20 den fazla suçsuz insanın ölümüne ve de yüzlerce yaralıya sebep oldu.

Yapılan saldırı güya yahudi cemaatine ama ölenler güya bu bombalamayı yaptığı düşünülen müslümanlar. Bombalama bir ramazan ayında gerçekleşiyor. Olayların olduğu dönemde zaten ABD-İsrail ikilisinden Irak Savaşı sonrası biraz uzaklaşan Türkiye var. Bu uzaklaşma aslında müslüman! terör örgütlerinin işine gelecek bir durum değil midir?

Hal böyle iken, maalesef bu saldırı ülkemizde gerçekleşerek, aslında terör hedefi ülkelerden birisi olduğumuzu da bir kez daha gözler önüne sermiş oldu.

Terörist grupların hepsi, evet hepsinin arkasında birer devlet vardır. Terör örgütünde alınan kararları zaten destekleyen devlet alır. Ölen insanların değeri yoktur. Amaç önemlidir ve o amaç uğruna dünya yıkılsa önemli değildir o insan bozmaları için.

15 kasım saldırısı ölen ve yaralananlar, yahudi veya müslüman olsun Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıdır. Yapılan saldırı kesinlikle Türkiye Cumhuriyetini hedef almakta ve kesinlikle dış kaynaklıdır. Türkiye’deki son güzel gelişmeler tabii ki birilerinin işine gelmemektedir ve istikrar ortamını bozmak için ellerinden gelen herşeyi bugüne kadar deneyen bu mihraklar, bundan sonra da denemeye devam edeceklerdir.

Uyanık olma zamanı….. Dostumuzu düşmanımızı iyi analiz edelim… Tek sevindirici haber musevi vatandaşlarımızın da bizler gibi düşünüyor olması… Umarım tüm dünya bu olayın faillerini bulmamıza yardımcı olur… Kimbilir işin içinden en dost dediğimiz bir ülke çıkmasın!!

16.11.2003

Thy Yönetimine:

Ülkemiz seven biri olarak, kendi havayolumuz olan Türk Hava Yolları ile uçmaktan mutluluk duyuyorum.

Uçtuğum hatlarda başka havayolu yerine mümkünse hep THY ile uçmayı denerim. THY ile uçmak bana gurur veriyor….

Lakin bir sorun var, birkaç tane hatta…bunları yazmadan geçemeyeceğim.

– THY uçuşlarında dünyanın en alakasız içecekleri bulunurken, neden COLA TURKA bulunmuyor? Cola Turka fanatiği değilim ama milletin Smirnoff’undan daha çok bize ait olduğu kesin…. Hatta kusuruma bakmayın ama neden THY uçuşlarında ayran ve şalgam gibi turistlerin de ilgisini çekebilecek içeceklere yer verilmez?

– Yemek servisi sırasında, bana verilen şeker dikkatimi çekti, yanımdaki arkadaşınkini de alıp denedim, sonuç çok ilginç geldi… Şeker sanki paketlenirken koklatılmıştı sadece… hiç konulmasa bence daha mantıklıydı.. Birileri ya THY’yi, ya da hepimizi kazıklıyor…… Dünyanın her köşesinde şeker gördüm ama bizimkisi kadar tutumlu şekerini göremedim.. Acaba fiyatları da aynı oranda ucuz mu?

– Uzun hatta uçuyorduk, adını vermek istemiyorum çünkü insanlar oradan ekmek yiyorlar. Ama arkadaşım, birbirinize olan sorunlarınızı yolculara servis yaparken mi tartışırsınız? Ben sizin birbirinizle olan geçimsizliğinizi bilmek ya da öğrenmek zorunda mıyım? Kim bu arkadaşları eğitiyorsa bir daha gözden geçirsin eğitim sistemini…. Böyle hizmet olmaz!!!

Bugün 15 Ekim 2003… Bu yazının sadece arşivde bir komik yazı olarak anılmasını isterim… Yıllar sonra okunduğunda da değişen birşey olmayacaksa sadece yazık olmuş derim….

Saygılarımla….

15.10.2003

Çekirdek Yemek Yasaklansın!!

Çekirdek yemek biz Türk insanına ait bir alışkanlık, o kadar ülke gezdim daha hiç bir tanesinde çıt çıt çekirdek yiyen bir millete rastlamadım.

Çekirdek yemeye aslında karşı değilim hatta ben de zevkle yerim bazen maç seyrederken o stresle…. Ama bir nokta var ki beni çıldırtıyor açıkcası çekirdek kültürümüzle alakalı….. BİZ ÇEKİRDEK YEMEYİ MAALESEF BİLMİYORUZ…. İnanmıyorsanız sokaklarımıza bir bakın… Her köşede çekirdek kabukları görebilirsiniz… Bu ülkemizle bağdaşan bir parça gibi.. Parka gidersiniz, çekirdek kabukları, stadyuma gidersiniz aynı, köşe bucak çekirdek kabukları…..

Temiz bir millet olduğumuzu iddia ediyoruz…maalesef değiliz… Kendi komşumdan örnek vereceğim, dün bir torba çekirdek kabuğunu sokağa dökmüşlerdi pencereden….. Yemek güzel ama bu sokağa kabukları tmak nasıl bir kültürdür? Siz karar verin…

Denebilir ki, insanları ikaz edelim…. Hiç bir işe yaramaz… Üstelik yediğiniz dayak ta size kar kalır. Hastane odanızda çaresiz çekirdek yersiniz vakit geçirebilmek için…..

Çözüm, kökten çözüm… İnsanlar çkirdeği nasıl yemesi gerektiğini öğrenincey kadr yasaklamak gerekiyor. Singapur’da sakız çiğnemek yasak biliyorsunuz. Nedeni çok basit, ülkemizi temiz tutalım!

Yaşadığımız yer hepimizin..Başka Türkiye yok! Neden bu kadar vurdumduymaz ve umursamazlık yapan bir milletiz?

Gelin çekirdek yemeği yasaklamayalım ama nasıl yiyeceğimizi ve kabuklarını nasıl toplayıp çöpe atacağımızı öğrenelim… Gerekirse televizyonlarda bu tip bir kampanya başlatalım..

31.07.2003 

Barış Manço’dan Güzel Bir Şiir

HEMŞERİM MEMLEKET NİRE?

Kendimi bildim bileli yollarda tükettim koskoca bir ömrü
Bir uçtan bir uca gezdim şu fani dünyayı
Okumuşu, cahili, yoksulu, zengini hiç farkı yok hepsi aynı
Sonunda bende anladım hanyayı Konya’yı

Sanki insanlık pazara çıkmış ekmek aslanın ağzında
Bir sıcak çorba içermisin diyen yok
Dört duvarı ören çatısını kapatıp içten kilitlemiş kapıyı
Bir döşekte sana serelim buyur diyen yok

Tek bir soru hemşerim memleket nire?
Bu dünya benim memleket
Hayır anlamadın hemşerim esas memleket nire
Bu dünya benim memleket
Tövbe, tövbe, tövbe

Kardeşlik ve eşitlik üzerine uzun uzun nutuklar çekip
Niye senin derin benden koyu diye soran çok
Kaşının altında gözün var diye silahlanıp ölüme koşarken
Kalan dul ve yetim ne yer ne içer diye soran yok

Barış garibim bulamadı çözümü oturdu etti bunca sözü
Gelin hepberaber anlaşalım diyen yok
Zaten paramparça bölünmüş ve yaşanmaz olmuş dünyamız
Daha fazla kesip bölmeye hiç gerek yok

Tek bir soru hemşerim memleket nire?
Dedim ya yahu bu dünya benim memleket
Hayır anlamadın hemşerim esas memleket nire
Bu dünya benim memleket
Tövbe, tövbe, tövbe


NOT: Ne kadar anlamlı bir şiir değil mi? Barış Manço çok değerli bir insandı…. Allah Rahmet Eylesin!

28.07.2003

Kamboçya’nın Zavallı Kaderi…

Uzun zamandan beri merak ettiğim bir ülkeydi Kamboçya…. Sisli bulutlar arasında gördüğüm kadarıyla orada birşeyler hep kaynatılıyordu…Taaa çocukluğumdan beri KIZIL KHMER’lerin ismini haberlerden gazetelerden hatırlarım… Kimdir bunlar diye hep merak ederdim….

Temmuz 2003’te Kamboçya’ya gitmeyi başardım… Bulduğum bütün ülke tarihi ile alakalı yerli ve yabancı kitapları da seçip okumaya başladım.. Okudukca sis perdesi yavaş yavaş kalkmaya başladı Kamboçya üzerindeki….

Kamboçya bir krallık ve Kral Seyhanuk AMerika yerine Çin tarafını seçince Vietnam savaşı sırasında aslında kendi ülkesinin de sonunu hazırlamış oluyordu… Amerika zaten kendi desteğiyle yönetime getirdiği Mao sayesinde hem Pol Pot diktatörünü hem de güya Çin yardımı ile Kralı destekletiyordu… Hem Pol Pot, hem de kral Seyhanut aslında pis bir oyuna kurban gidiyorlardı ve maalesef olan sadece zavallı ve suçsuz Kamboçya halkına oluyordu…

B-52 bombardıman uçakları günlerce ülkeyi HALI BOMBASI adı verilen ne varsa dümdüz eden bomba stiliyle bombalanıyordu… İnsanların sorduğu tek soru vardı…. BIZ NE YAPTIK AMERİKALILARA????

Hatırlarmısınız? Çıplak bir kız çocuğu resmi vardır hepimizin hfızalarına kazınmış…9 yaşında bir kız çocuğu çaresiz ağlamaktadır yol ortasında ve yanında kaçanlar vardır … Amerika NAPALM bombası atmıştır…Ailesi ölen bu çaresiz kız çocuğunu GENE AMERİKALILAR KURTARIR ve kahraman gibi dünyaya reklam ederler olayı…. Kır kafasını sonra hastaneye götür ve haber yap bu iyiliği…..

Ne denebilir….Anlayana………..

10.07.2003

Haddini Bil Kardeş!!!

Kısa ve öz konuşmak bazen en iyisi…. Bir haddini bilmez çıktı geçenlerde çeşitli kendinin sahibi olduğu kanallarda ve koskoca ülkenin yöneticisine ağza alınmayacak laflar etti….

Beni kimin, nereden bulduğu devlet teşvikleriyle zengin oluşu ilgilendirmiyor… Herkes hesabını Yaradan karşısında verir derim….. Burada benim sorunum şu sadece…. Sevelim ya da nefret edelim, ülkeyi yönetenleri birileri yani buna HALK diyoruz, seçtiyse eğer, kimse kalkıpta arkasındaki güce güvenip atıp tutamaz…Tutamadı da bugüne kadar, bugünden sonra da tutulamaz…

Herkes haddini bilsin…….. Para herşey demek değil… Ne insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok…Ne elbiseler gördüm, içinde insan yok!!!! Ne büyük bir söz! Bilene.. bilene!

16.06.2003

Yunanlı’lar Bize 100% Düşman Mı?

Senelerdir aldığımız eğitimlerde, sadece Yunan vahşeti anlatıldı okullarda… Bu milletin bizim köylerimizi yakıp yıktıkları ve bizim de onları denize dökerek öcümüzü aldığımızı öğreniriz.

Yunanistan okullarındaki eğitimin de bunun diğer açıdan yapıldığı ortada. Onlara göre de Türkler vahşi, kan emici yarasalar ve iğrenç barbarlar olarak öğretilir.

Onlar bizi barbar bilir, biz onları vahşi biliriz….Bu böyle gider senelerdir.. Aradaki sınırlar olduğu ve birbirini görme,konuşma ve tanıma şansı olmadığı sürece bu düşünceler devam eder ve gider.

Son zamanlarda, iki ülke insanı da biraz kapılar aralanınca, diğer tarafa bakabilme imkanı yakaladı, Kıbrıs’ta açtığımız sınır kapısından binlerce Rum giriş yaptı, aramıza girme şansları oldu. Şimdilerde de Kıbrıs Rumlarına Türkiye’ye girebilme şansı verildi ve gelip ülkemizi gezebilme şansları oldu… Bizim onlara uzattığımız zeytin dalını YUNAN HALKI çok hoş karşıladı….Hatta ümitettiğimizden daha hoş…..

Bu barış yolundaki mükemmel gelişmeler, en son 2003 Eurovizyon yarışmasında meyvesini vererek, ilk kez Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesiminin bize oy vermesi ile daha anlamlı bir noktaya ulaştı. Eurovizyon yarışmasında biliyorsunuz oyları halk veriyor…… Politikacıların fazla müdahele edemediği bu yarışma bence HALK DÜŞÜNCESİNİN BİR KANITIDIR.

Politikacıların olmadığı her yerde insanların anlaşabilme zemini bulunabilmektedir. Bir Yunanlı ile oturup konuştuğunuzda, birbirimize ne kadar yakın kültürler olduğumuz hemen kendini belli edecektir. Aynı şeylere güler, aynı şeylere ağlarız onlarla…

Uzanan barış eli halk tarafından karşı çevrilmemiştir… Ama gelin görün ki, birileri bundan nasıl ama nasıl mutsuz……. Bir kıvılcım atıp gene iki dot milleti birbirine düşürmezlerse yanıma gelin….

Kardeşçe bir dünya dileğiyle…….

27.05.2003

Çin Ve Basitleştirilmiş Çince Sorunu

Çin alfabesi, 40.000 karakterden oluşmaktadır. Günlük konuşmada 4000 karakter kullanılır ve kitap okumak için de 10.000 civarı karakteri tanımak gerekmektedir.

Binlerce yıldan beri, çinliler bu alfabeyi kullanıyorlar. Bazı karakterlerde ufak tefek değişimler olmakla beraber, genel anlamda karakterler orjinalliklerini halen korumaktadırlar.

Son yüzyılda Komünist Parti başa geçtikten sonra özellikle, alfabenin nedense ÇOK ZOR OLDUĞU iddia edilmeye başlanır. Eğitim sisteminde çok köklü değişiklikler yapılır. Alfabede, zor olduğu düşünülen karakterlerin BASİTLEŞTİRİLMESİNE başlanır.

Çincede karakterler, yazarken kaç kere elinizi kaldırırsanız o kadar vuruş sayılarak, karakterin vuruş sayısı ortaya çıkar, bazı karakterleri yazarken 12-13 tane vuruş yapmak gerekmektedir.

Komünist Çin Partisi, bütün ülke sorunlarını birer birer çözerken, aşfabe sorununu da çözmeyi ihmal etmemiş ve hemen bu sorunu çözmeye koyulmuş…. Zor olduğunu düşündüğü tüm karakterleri elden geçirip, okullarda zorunlu okutmaya başlamış.

Bu alfabe yobazlığına Hong kkong ve Tayvan karşı çıkarak, eski karakterleri korumaya devam etmiş. Bugün Tayvan ve Hong kong’da kullanılan bazı karakterleri maalesef küçük çinliler okuyamamakta….

Alfabedeki değişiklik, bugün için sorun değil ama birkaç nesil sonra insanlar atalarının okuyup yazdığı yazıları okuyamaz hale gelecekler… Kimin faydasına acaba bu? Çin’i bu kadar seven bir parti olsa, Komünist Partisi böyle bir karar almazdı diye düşünüyorum çünkü alfabenin yozlaştırılması, aslında kimseye, kuruş fayda sağlamıyor. Sadece bir amaca hizmet ediyor ama o da Çin Halkının amacına değil…

Burada fazla detaya girmek istemiyorum. Çin alfabesi benim kanaatimce mükemmel bir resim alfabesi ve olduğu gibi kalmalı derim ben.. Ama ben derim çünkü benim çinlilere bir garezim yok.. Eğer olsaydı o zaman alfabelerini de değiştirirdim, elbiselerini de, dillerini de, kültürlerini de…..

Çin halkı bize çok benziyor.. Kültür olarak ta, yaşantı olarak ta… Onlarla da birileri hep uğraşıyor ya hayırlısı bakalım :)))))

Saygılarımla

22.05.2003

Çin’de İsim Yozlaştırma Sistemi

Senelerdir Çin’e giderim.. Senede bazen 5-6 kez gittiğim olur. Genelde her seyahatte bir ya da birkaç şehir ve kasabayı dolaşırım.

1991’den beri gittiğim bu ülkedeki değişimi de yakından izlemeye çalışıyorum. Koskoca Çin devleti gelişirken, neleri kaybediyor noktasında özellikle araştırma yapıyorum….

Dünyaya ekonomik anlamda kafa tutan Çin’de iyi gitmeyen bazı noktalar var… KÜLTÜR YOZLAŞMASI… Emperyalist güçler, savaşla yıkamayacaklarını düşündükleri çinlileri, içten yıkma planları yapıyor, hemde planlı olarak, uzun zamandan beri….

İlk yapılan hareket, çince isimlerin zor olduğunu iddia ederek, her çinliye bir İNGİLİZ ismi vermek olmuş. Bugün denebilir ki, her çinlinin, bir çince ismi, bir de ingilizce ismi var… Mesela “Wu Wen Ying” adındaki bayanın ingilizce ismi “Lucy Wu”, “Chi Shi Quan” adındaki erkeğin ingilizce ismi de, “Simon Chi”….

İsimlerin ingilizcesi bulunurken özel bir sistem yok, herkes ingilizce isim katalogundan kendine isim beğeniyor ve bunu kullanmaya başlıyor. Bu isim değiştirme olayının arkasında kim var diye düşünmenize gerek yok, İNGİLİZCE KURSLARINDAKİ YABANCI ÖĞRETMENLER…… Hem ingilizce öğretiyorlar, hem de çinlilerin ismini değiştirerek, onları ingiliz kültürüne kısa yoldan sokmuş oluyorlar. İnanılmaz gibi gelebilir ama ingilizce ismini seçen çinlilerin çoğu, aldıkları ismi taşıyan tarihteki ünlü ingilizleri okuyarak, biraz daha ingiliz hayranı olup , çin özlerini kaybetmeye doğru adım adım gidiyorlar…

İsim değiştirmek bu kadar da tehlikeli değil denebilir… İyi ama bir insanın ismini değiştirmek gibi mantıksız bir hareket kime ne fayda sağlar? Adamın adı Chi olsun, bu ismi telafuz etmeyi öğrenme nezaketi gösteremezmiyiz? Niçin Chi Beyin ismini değiştirmesini istiyoruz? Bu kadar kaba olmamız gerekmiyor.. Chi Abi, senin ismini telafuz etmek çok zor ya! Gel sana bundan sonra Abdurrahman diyelim!…..Kim ister bu mantıksız isim değiştirme olayını? Tabii ki İngilizler…. Onlar uğraşamazlar Sheng, Wong vs isimlerle, rahatsız olurlar…Değiştirin kardeşim! derler…..

İnsanın ismi ne olursa olsun, onu olduğu gibi kabullenmek şarttır. Adamın adını telafuz edememek sizin sorununuzdur, ailesi ona bir ismi verirken kusura bakmayın ama sizin telafuz edemeyeceğinizi hesap etmek zorunda değildir.

Çinliler bir an evvel bu yozlaşmadan kendilerini kurtarmalıdırlar… Yoksa gün be gün emperyalist güçlerin hayallerinin gerçekleşmesine hizmet edeceklerdir.

Bir ülkeyi savaşla yıkamıyorsan, içten yıkacaksın – EMPERYALİST ATASÖZÜ

İçten yıkılmaya çalışan ülke acaba sadece ÇİN mi? ACABA?

22.05.2003