Ne kadar boş işlerle günlerini geçiren bir millet olduk biz ya?

Ne kadar boş işlerle günlerini geçiren bir millet olduk biz ya?

Tarihi kitaplardan değil, dizilerden öğreniyoruz….

Dinimizi Kuran’dan değil cemaatlerin kitaplarından öğreniyoruz…

Önümüze getirilen herşeye iman ediyoruz…. sorgulamıyoruz….

Haber kanallarının halen dürüst haber yaptığına inanıyoruz…

Yayın organlarının aslında birilerinin fikirlerini sunduğu yerler olduğunu düşünmüyoruz….

Gazete okumanın, kitap okumaktan daha iyi olduğuna halen inanıyoruz….

Hergün gündemi değiştirmek adına salak sulak haberlerin ortaya atılmasını sorgulayan kaç kişi var aramızda?

Bizler dizilerle, yalan haberlerle, eğlence programlarıyla uyutulurken ülke elden gitti….

Biz artistlerin saçını, kıyafetini konuşurken birileri topraklarımızı nasıl ele geçireceğinin toplantısındaydı….

Milli eğitim sistemimizin her sene değiştirilmesini hiç sormadık, sorgulamadık…. Çocuklarımız test merkezi oldular…

Milli birlik ve beraberliğimizi sağlamlaştırmak yerine kutuplaştırıldık.

Ezeli rekabet adıyla insanları düşman eden mantığı hiç sorgulamadık…sadece saldırdık koyun sürüsü gibi kardeşlerimize…

Filmlerde, dizilerde, kliplerde bilinçaltlarımıza sokulan mesajları hiç görmedik, sorgulamadık, tartışmadık bile… kabul ettik herşeyi…

SEX kelimesinin çocuklarımızın seyrettiği çizgi filmlerin içine bile gömülerek sunulmasını sessizce seyrettik…

Aile mefhumunun yokedilmesini keyifle izlemeye devam ediyoruz..

Bundan daha yüzyıl öncesinde, halkların kıyafetlerinden tanındığı bir dünyada yaşarken, şimdi bütün dünya tek tip oluverdi…

Bizler bu şekilde uyumaya devam edelim… uyandığımızda elimizde hiçbir şeyimiz kalmayacak….

Okumanın ne kadar önemli bir şey olduğunu anladığımız zaman umarım kitap alacak para kalır ceplerimizde…

Atatürk’ün boyunu tartışacağınıza Gençliğe Hitabesi’ni bir kez daha okumayı deneseniz…. İnanın çok şey öğreneceksiniz…

Biz dua etmeye devam edelim, işimiz Allah’a kalmış 🙂

Allah da çalışana veriyor başarıyı… bu durumda sadece dua etmekle kalacağız desenize….

Biz dua etmeye devam edelim, işimiz Allah’a kalmış 🙂

2013 – Yılan Yılı

10 Şubat 2013 – 30 Ocak 2014 –  Yılan Yılı

10 Şubat 2013 – 30 Ocak 2014 tarihleri arası Çin Takvimine göre Yılan Yılıdır.
Orta Asya Türk Kavimlerinin de eskiden kullandığı 12 hayvanlı takvim sistemi Çinliler tarafından günümüzde de kullanılmaktadır.
Çin çok geniş bir yüzölçümüne sahip bir ülkedir ve insanlar ülkenin her köşesinde çalışmaya giderler. Tüm sene boyu ailelerinden ayrı olan bu insanlar Yeni Yıl Tatilinde evlerine dönerler ve biraraya gelirler. Ailelerin birlik ve beraberliğini kutladıkları bu dönemde insanlar birbirine hediyeler verirler, sokaklarda eğlenceler düzenlenir, çocukların bu atmosferi dolu dolu yaşamalarına gayret edilir.
Binlerce yıldan beri süregelen bu kültürün devam edebilmesi adına Çin Devleti de destek olmakta ve bir hafta resmi tatil tüm ülkede kutlanmaktadır.
Çin’e ticari seyahat edeceklerin bu dönemleri dikkate alarak plan yapmalarında fayda vardır. Çin Yeni Yıl Tatil Dönemi, turistik seyahat yapacaklar için ise ideal dönemlerden birisidir.
Çin inancına göre 2013 Yılan Yılı, su ve siyah özelliklerini taşımaktadır. Bu yıl plan proje yapmanın çok önemli olduğuna inanılıyor. Ani değişikliklerin olabileceği göz önünde bulundurularak çok dikkatli olunması gerekiyor. Yılan gibi esnek davranıldığında çok olumlu gelişmelerin olacak hayatınızda. Yılan, güvenliğine dikkat eden bir hayvandır ve siz de bu sene bir yılan kadar dikkatli olun ve adımlarınızı sağlam atın.

İnternet Tarihçem – 1

1995 yılında internetin daha ülkemizde bilinmediği bir yıldı ve Yunanistan üzerinden ATTGlobal’e bağlanarak nete giriyordum.

ATT Global o zamanlar IBM OS/X üzerinden çalışıyordu ve o programı bilgisayarınıza yüklemeniz gerekiyordu. Program ücreti 100 dolar 🙂

İnternet denilen şeyi merak ediyordum ve her ne pahasına olursa olsun ne olduğunu öğrenecektim.

E-posta denilen şeye müracaat ettim ve [email protected] adlı ilk e-postamı almayı başardım.

İnternetin yurtdışından bağlandığım için bana maliyeti epey yüksek olmuştu ama öğrenmek güzel bir mutluluk veriyordu.

E-Ticaret ve Sorunları

Bu yazimda sizlere e-ticaret sorunları hakkında kısa bilgiler vermek istiyorum.

Son yıllarda internet üzerinden satış yapan site sayısı hızla artıyor ve bu sitelerle beraber çeşitli sorunlar da ortaya çıkmaya devam ediyor.

1- Daha işe başlamadan ödenmesi gereken ücretler: SSL ücreti, sanal pos ücreti, internet e-ticaret paketi ücreti, domain yıllık yayın ücreti….

2- İlk adımları attıktan sonra ikinci adım sitede nelerin satılması gerektiği. Ürün kendi ürününüz ya da sağdan soldan toplayacağınız binlerce ürün olabilir, seçim size kalmış bu noktada. Ürünlerin siteye yerleştirilmesi ciddi emek isteyen konu ve her ürünün açıklamasının oldukça net yapılması ve gerekirse yeni fotoğraflarının çekilmesi çok önemli. Farklı olmayan, standart siteler fazla devamlılık gösteremiyorlar.

Eğer ürünleri sağdan soldan toplayarak satacaksanız, ürün tedarikçinizin ne kadar sağlıklı iş yaptığı da çok önemli. Düşünün ki sipariş geldi, ödemesini aldınız fakat tedarikçinizde o ürün stokta kalmadı. Ne yapacaksınız?

3- İlk iki adımı hallettiğinizi düşünelim, şimdi sırada fiyatlandırma konusu geliyor. Piyasada aynı ya da benzer ürünü yarı fiyatına bile sunan bir sürü alternatif görebilirsiniz. Bunların kimisi vurkaç amacıyla site kuranlar, kimisi kaçakçı, kimisi de kalitesiz mal satmaktan kaçınmayan kişiler. Müşterilerin sizin fiyatlarınıza astronomik dememesi için fiyatları indirmek zorunda hissedersiniz kendinizi. Siteniz de yenidir ve tanınması için iskontolu fiyatlar vermeniz gerektiğini düşünürsünüz. Aslında ticari anlamda yaptığınız doğrudur, fakat….

4- İlk siparişinizi almanın mutluluğunu ve heyecanını yaşarsınız. Kargo yaparsınız büyük bir zevkle sattığınız ürünü. Müşterinin memnuniyeti önemlidir. Kargo firması size yeni olduğunuz için normal fiyatlardan işlem yapar. Üç kuruş kar etmek istemişsinizdir ve kargo firmasının verdiği fiyat biraz fazla gelmiştir size. Bazı siteler kargoya ücret bile almıyordur. Siz de yutkunarak kabul edersiniz kargo rakamını.

5- Müşterinin ürünü geri iade etmek hakkı vardır ve eğer iade ederse yandınız demektir. Kargo firması bir kargo ücreti daha yazar size. Üç kuruş kar etmek isterken beş kuruş zarar etmişsinizdir.

6- Moralinizi bozmak istemezsiniz ve başarı emek ister diyerek çabalamaya devam edersiniz. Müşterileriniz taksit seçeneğini sorarlar. Bankanıza koşarsınız,verilen her ay için ortalama %1 faiz ekler banka. 6 ay taksitle satacağınız ürünün fiyatı %6 artacaktır bu durumda. Fiyatlarınız şişmeye başlar.

7- Kapıda ödeme seçeneği için PTT ile, paypal ödemesi için Paypal sistemiyle, müşterilerin isteği üzerine 10 bankayla hesap açarsınız ve günlerce bu işlemlerle uğraşırsınız.

8- Siparişler halen istenilen şekilde oturamamıştır. Günde bir iki sipariş geldiğinde çok mutlu olursunuz. Tanıtım eksiğimiz var diyerek reklam bütçesi oluşturursunuz kendinize. Google adwords, sitelere direkt reklam, seo desteği derken ciddi rakamlarda reklam parası vermeniz gerektiğini görürsünüz ve yatırımdan kaçmamanız gerektiği için bunları da kabul edersiniz.

9- Siteniz bir müddet sonra göz aşinalığı vereceği için ve siz de epey yorulmuş olduğunuz için bu işe bir ya da birkaç eleman almanız gerektiğine karar verir ve bütün yukarıdaki masraflara bir de eleman masrafını eklersiniz.

10- Yukarıdaki tüm adımları aşmayı başarabilirseniz ve halen müşteriler sizden ürün almaya devam ediyorlarsa kutlarım sizi. Dünyanın her köşesinde para kazanabilecek zekaya ve ticari yeteneğe sahipsiniz demektir.

Yazdıklarıma bakarak e-ticarete olumsuz baktığımı düşünmeyin. Tam 13 seneden beri e-ticarette başarılı olmak adına her türlü yöntemi denemiş biri olarak tecrübelerimi paylaşıyorum sizlerle. E-ticarette kimler kazanır biliyor musunuz?
– Bankalar
– Kargo firmaları
– İnternette E-ticaret paketi satan firmalar
– SEO yapanlar (Sitenizi arama motorlarında üst sıralara çıkartmayı vaat edenler)
Bu saydıklarım servis ücretlerinde düzenleme yapmadıkları sürece e-ticarette başarılı olabilmek neredeyse imkansızlaşmaktadır.

Geleceğin ticareti elektronik ticaret olacak deniyor ama ben halen sıcak satışın her anlamda en değerli ticaret olduğunu düşünüyorum. Müşterilerle birebir iletişimin olduğu, ürünlerin ele alınıp incelenebildiği, arada bir sürü aracının komisyon almadığı ticaret. Her ikisini birlikte yürütebilirseniz zaten en iyisini yapmış olursunuz.

Pamuk Prenseslere ne oldu?

Çocukluğumuzda okuduğumuz, senelerdir filmlerini seyrettiğimiz Pamuk Prenses masalından etkilenmediğini söyleyen kaç insan vardır?  Masallar insanların hayatlarına olumlu ya da olumsuz etkiler bırakan eserlerdir.

Her kız çocuğu bir Pamuk Prenses adayıdır. Her kız prenses olmak ister. Bir prensin gelip onu bulunduğu sıkıntılardan kurtaracağı hayalini taşır. E masallar bunları öğretmiştir çocukken dinledikleri masallarda. Yataklarına girdiklerinde kurdukları hayallerdir bunlar.

Masallar maalesef masallarda yaşanır ve gerçek hayat masal değildir. Dünyada artık kadınlar da erkekler de daha çok çalışmak zorundadırlar. Kapitalist düzenin dayatmasıyla, ekonomilerin sıkıntılı olmasıyla, savaşlar, banka kredileri, dolar, euro, altın üzerinden oynanan oyunlar yüzünden hayat gün geçtikçe daha zor bir hal almakta ve herkesin geçinebilmek adına daha çok çalışması artık zorunluluk arzetmektedir.

Bütün bu sıkıntılar sonucunda Pamuk Prensesler de artık aile bütçesine katkıda bulunmak adına önce okullarda eğitim savaşı, sınavları atlatma zorluğu, ardından da iş hayatının stresli düzenine ayak uydurmak zorunda kalmaktadırlar.

Pamuk Prensesleri katleden bu kapitalist düzeni şiddetle kınıyor ve masalların ya yasaklanması ya da kapitalist düzenin değişmesi gerektiğini düşünüyorum.

Bu yazı ile hem masallara hem de güncel hayatımıza bir atıfta bulunmuş oluyorum…

Saygılarımla

 

Promotürk Fuarı

20-23 Eylül 2012 Tarihleri arasında yapılacak olan Promotürk Fuarı’nın ülkemiz Promosyon Sektörü’ne hayırlı olmasını diliyoruz.

Promosyon ajansları ile direkt çalışan tedarikçi bir firma olmamız nedeniyle, bütün ürünlerimiz fuara katılan ajanslarımızın standlarında bulunuyor. Onların önünü açmak adına bu sene de fuara katılmamayı uygun buluyoruz.

Yurdumuzun dört bir köşesindeki neredeyse tüm reklam ve promosyon ajansları tarafından tanınan ve bilinen bir firma olan Baylar Promosyon, kurumsal satış noktasında da bir adım geride durmaya ve promosyon ajanslarını desteklemeye devam etmektedir.

Katılımcı firmalara hayırlı bir fuar geçirmelerini diler, ülkemiz için faydalı bir etkinlik olmasını ümit ederiz.

Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi

Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927

Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi

Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927