Yıl 1988. Ramazan ayında “Ramazan Davulcusu” özel bir değere sahipti. Her mahallenin davulcusu ve zurnacısı önceden belirlenir ve o mahalle sakinlerini o yetkili ekip uyandırırdı.
Bir gün arkadaşım Selim’e gittiğimde kapıda bir yazı dikkatimi çekti. Apartman sakinlerine uyarı niteliğindeydi ve “korsan davulculara” karşı uyanık olmalarını söylüyordu. Boş durur muyum? Hemen o kağıdı dikkatle çıkartıp cebime koydum.
O yıllarda arkadaşlarımdan hep vesikalık fotoğraflarını hatıra ister ve biriktirirdim. Cebime koyduğum o kağıdı çıkartıp, üzerine Semih ve Enver arkadaşlarımın vesikalıklarını koyup, fotokopicide birkaç nüsha bastırdım. (Semih, Selim’in kardeşi, Enver de yine çok sevdiğim bir arkadaşım.)
Üzerinde oynanmış bu kağıdı getirip apartman girişine yapıştırdım. Kimsenin o ana kadar bunlardan haberi yoktu tabi.
Selim ve Semih’in babası Mesut Amca eve geliyor o akşam ve kapıdaki yazıyı görüyor, görüyor görmesine ama bakıyor bir kez daha bakıyor davulcu ve zurnacı isimlerine. Adam yaşadığı şoku sonradan anlatmıştı bize 🙂
Yıllar geçse de aklıma geldikçe beni gülümseten bir hatıradır bu. Özellikle Ramazan davulcusu denildiğinde 🙂