Uçaklarda Sigara Sorunu

Birkaç seneden beri uçaklarda sigara içme yasağı çıktı ve o günden beri diyebilirim ki her uzakdoğu uçuşumda bir macera yaşandı o uçakta. Pilot defalarca ikaz etti yolcuları. Bazen hostesler duman detektörünün ikazı ile tuvaletlere koşup kaçak sigara içenleri yakalamaya çalıştılar. Bazı uyanık arkadaşlar örtü altından içti sigaralarını … Bazıları güya sigara yasağını bilmiyormuş gibi oturup keyifle yakıp sigaralarını ikazlara devam eden hostese baka baka yarısına kadar içmenin keyfini yaşadı vesaire vesaire…sonuç olarak bu insanlar uçuştaki herkes tarafından ayıplandılar..küçümsendiler..

Ama gelgelelim sigara tiryakisi bir insana uzun uçuşlarda sigara yasak demek bence o insanı zindana atmakla aynı değerde. Yanlış anlaşılmasın şahsen ben sigara tiryakisi değilim ama bu konuda içenlere saygılı olmalıyız diye düşünüyorum. Mesela Japonya hattındaki uçaklarda sigara yasağı yok, çünkü Japonlarda sigara içeni dışlama maalesef yok. İçen içer mantığı var. ve olayın çözümü de imkansız değil çünkü bütün uçaklarda mükemmel havalandırma sistemi mevcut, dahası insanların gizli gizli tuvaletlerde sigara içmesinin tüm uçağı tehlikeye soktuğunu düşünürseniz bu yasağın en kısa yoldan çözülmesi şart bence…..

Özellikle Türk insanı sigarasına çok düşkün oluyor. O kadar değişik hatlarda uçtum ama maalesef sigaranın hep olay olduğu uçaklar bizim hatlarda oldu. Bence bazı gerçekleri gözardı etmemek gerekiyor. Basit bir sigara olayı yüzünden rezil olmaya gerek te olmamalı. İçene bir çözüm sunulmalı , ve sanıyorum özellikle uzun hatlarda çalışan uçak şirketleri içinde hangisi sigara içme konusunda böyle bir şans tanısa Türkiye’den çıkışlı tüm uçuşlarında full gidecektir..denemesi bedava…

sigara içen ve içmeyen herkese saygılarımla.

MART 2001

Turla Mı Yalnız Mı Seyahat Etmeli

Yurtdisi seyahatlerinde cogumuzun kafasinda bir sorudur bu konu….Acaba grupla gitsem rahat edebilirmiyim? yoksa kendi basima bir program yapsam nasil olur? Bu yazimizda bu konu ile alakali fikirler sunmaya calisacagim sizlere….

Oncelikle ingilizce bilmiyorsaniz dogal olarak size tavsiyem turla seyahat etmenizdir. Neden mi? Tur operatoru sizin sikintilariniza yardimci olacagi icin. Yaninizda sizin gibi turistler olacagindan yalnizlik korkusunu da uzerinizden atmis olacaksiniz kolaylikla. Oyleyse ingilizce bilmeyenler icin turlar avantajli diyebiliriz.

Eger sikilgan bir kisiliginiz varsa bu noktada da turla seyahat etmek isinize gelecektir cunku birlikte hareket edildigi icin birebir sikinti fazla yasanmayacaktir sizin icin.

Sahsen bana sorarsaniz turla gitmenin keyifli taraflari oldugu kesin derim. Birkac sene once Italya Turuna katilmistik ve o turda cok keyifli anlar yasamistik. Yeni dostlar kazanip geri donmustuk.

Turlarin sikintilari yok mu ? tabii ki var.Mesela otellerin nasil cikacagina emin olamiyorsunuz. Gidilen yerlerde istediginiz gibi hareket edemiyorsunuz. Spesifik hareket etmeniz zor oluyor …

Tek basina seyahatte ise insan biraz ozgur davranmanin zevkini yasiyor.istediginiz yere gidiyorsunuz. Ozgurlugun tadini cikariyor ve kaybolma zevkini yasiyorsunuz bu sekilde.

Ben genellikle is seyahatlerimden arta kalan zamanlarda kendime ayirip yeni yerleri gormeye calisiyorum ama dogrusunu isterseniz hic bir seyahatimde Tur ile gittigim kadar guzel yerler gormedim. 10 senedir Milano`ya giderim ama turla gittigim zaman gordugum kadar cok yeri halen goremedim.

Kisacasi eger yurtdisina gezmek icin gidecekseniz, ve yeni yerler gormek istiyorsaniz en ucuz ve saglikli ve de guvenli yol bence Turlar olacaktir.

Macera yasamak isteyenlere sozum meclisten disari tabii ki:))

21.06.2002

İş Seyahatlerinizde Fotoğraf Çekin

Genellikle kendime baktigimda neredeyse seyahatlerimin buyuk bir kismi ticari seyahatlerimden olusmakta. Ilk bakista hemen insanin aklina is seyahatinde insan nasil olur da kendine vakit ayirip gezmek istedigi yerleri gorebilir diyebiliyor ama soyle dusunuyorum da aslinda dusunuldugu gibi zor bir sey degil bu…nasil mi? oyleyse okuyun bakalim…..

Herseyden once, seyahate gideceginiz ulke hakkinda on bir arastirma yapmanizda fayda var..Mesela diyelim Tayvan`a gideceksiniz.. Soyle basit bir arastirma yaptiginizda ilginc turistik yerler oldugunu kolaylikla ogreneceksiniz. Daha sonra akliniza yazdiginiz bu yerleri gittiginiz zaman bos vaktiniz oldugunda unutmamak icin bir kagida not edebilirsiniz..

Ikinci onemli nokta, seyahate cikarken kesinlikle bir fotograf makineniz bulunmali yaninizda, bu hem size begendiginiz , ilginizi ceken noktalari aninda goruntulemenize , hem de kendinizi turist havasina sokmaniza yarayacaktir..Ben her seyahate giderken olmazsa olmaz dedigim demirbasimdir makinem.

Gelelim ucuncu onemli noktaya…Gittiniz Tayvan`a ve geziyorsunuz fuarinizi, yapiyorsunuz isgorusmelerinizi …aksam oldu…hemen otele gidip yatmayacaginiza gore, yarim saat odanizda kucuk sekerleme yapip uzerinizden o yorgunlugu biraz atip, neden o kagida not aldiginiz yere gitmiyorsunuz? eger ilginizi ceken yer muze degilse buyuk ihtimalle aksamustu acik olabilecektir. Hele insani cezbeden, gece marketleri yokmu? kesinlikle ilginc gelecektir, e yaninizda makineniz varken ne duruyorsunuz, basin deklansorunuze veee mutlu bir hatira daha eklensin arsivinize…

Benim su ana kadar cektigm remin haddi hesabi yoktur bu sekilde…Ve genellikle cektigim resimler is gorusmesine giderken, fuar donusu, aksam yemek sirasinda derken bir bakiyorum, turistlerden cok daha buyuk bir arsivim olmus….

Bu noktadan baktigimizda goruyoruz ki, ben is seyahatine gidiyorum, ne gerek var fotograf makinesine dediginiz anda zaten isiniz bitmistir:)) hemen bu sayfadan uzaklasiyorsunuz ve isinizde basarilara yoneliyorsunuz…yok eger neden olmasin diyorsaniz hemen gidip bir makine begeniyorsunuz….

Son not: Fotograf Makinesi mi alacaksiniz? O zaman su noktalara dikkat etmenizi tavsiye ediyorum.. Makine ne kadar kucukse tasimasi o kadar kolay olacaktir. Ben senelerce omuzumda 750 gramlik Minolta makineyle gezdim is gorusmelerinde bile, ama simdi artik kucuk compact bir kameram var.Cebimde tasiyorum. Minoltam kadar kaliteli olmasa da isimi gene de goruyor. Zevk bu..Ne kadar kaliteli resim istiyorsaniz o kadar agirligi goze almaniz gerekecektir.

Hepinize bol fotoğraflı gunler dileğiyle

21.06.2002

Mayıs ayında Çin ziyareti

Mayıs Ayında yaptığım Çin seyahatim sırasında dikkatimi çeken bazı notları sizlerle paylaşmak istiyorum:
– Çin’de inşaat çılgınlığı tüm hızıyla devam ediyor. Ev fiyatları her sene katlanarak yükseliyor. Konuştuğum çinliler, bu yükselişin bizdeki gibi birgün duracağına inanmıyorlar. Ev fiyatları milyon dolarlara ulaşmış durumda ve bu çılgınlık bir süre daha devam edeceğe benziyor.
– Amerika’nın Çin mallarına uyguladığı ek vergiler ticarete çok ciddi zarar vermiş. En büyük müşterisi Amerika olan Çin için bu ekonomik kriz anlamına geliyor. Senelerden beri sırf Amerika’ya üreten ve satan fabrikalar kapanıyor ve milyonlarca insan işsiz kalıyor. 
– 1 dolar=6,82 yuan ve dolar adım adın yükselmeye devam ediyor.İthalatçılar açısından bakılınca bu fiyatların düşeceği gibi düşünülse bile maalesef iç piyasadaki maliyetlerin çok daha fazla yükselmesi yüzünden ithal ürünlerin fiyatları da düşmeden yükselmeye devam ediyor.
– Birçok fabrika Çin’deki aşırı maliyet artışlarından dolayı Myanmar, Vietnam gibi ülkelere taşınıyor.
– Büyük şehirlerde yaşamak eskiden hayalken şimdilerde işçi kesimi kendi köyünde ve kasabasında kalmayı ve ailesinden uzaklarda yaşamayı istemiyor, bu durumda fabrikalar işçi bulmakta zorlanıyorlar. 
– En büyük sorun aşırı yükselen hayat pahalılığı, artık Çin ucuz bir ülke değil, fiyatlar Avrupa ile aynı, sebze, meyve ve günlük gıda fiyatları bir sene önceye göre ciddi yükselmiş durumda. 
– 1991 yılından beri Çin’e seyahat ediyorum ve bu ülkedeki gelişmeleri takip ediyorum. Senelerden beri ekonomisi katlanarak büyüyen Çin maalesef son yıllarda durma ve düşüşe geçmeye başladı. Umarım en kısa zamanda ciddi tedbirler alınır ve refah günlerine geri dönebilirler.

Şiir

 

Seyyar Satıcı

Alıp sattığımdan sorarsan eğer
Çakı, çakmak, fitil, gav da bulunur.
Zannetmeyin sattığım bir kıymet değer
İplik, iğne, yüzük, tığ da bulunur.

Geçip gider şu gurbetin çağları
Çayır, çimen, bahçeleri, bağları
Çatlak azaltan şu gül yağları
Güzelce kokulu yağ da bulunur.

Bir kilidim var, bulunmaz eşi,
Sigara ağızlığı, bileği taşı
Alüminyum tarak, şu yüzük taşı
Kara ve kırmızı ağ da bulunur.

Bir iki keserim var, dülgere yarar,
Boğaz boncukları camekan kırar.
Alıp sattığımdan çekerim zarar
Çorap örecek cağ da bulunur.

Beş altı makas var, hiçbir kesen yok
Ne kadar methetsem kulak asan yok.
Kızlar yumakları, çuvaldız pek çok
Çorap bağlayacak bağ da bulunur.

Bir kutu tebeşir, tahtamız da var
Dolaştım satılmaz hep diyar diyar
Karabiber, kına, baharımız da var
İp eğirecek iğ de bulunur.

Penes küpelerde güneşten soldu.
Çinko tas, tabaklar satılmaz oldu.
Düğme, sedef, boncuk döküldü kaldı.
Kokulu sabunlar, çay da bulunur.

Gece gündüz gamsız yatamıyorum,
İki makine aldım satamıyorum
Kaldırıp dışarı atamıyorum
Elbet bir satacak köy de bulunur.

Mızıka, düdük var, asla ötmüyor.
Demir kaşıkların pası gitmiyor,
Zararlı satarsam hiç kar etmiyor
Tentene yapılan tığ da bulunur

Hulusi neylersin zararı, kârı,
Eridi kalmadı dağların karı
Borcundan kurtara Cenabı bâri
Yürekte ateş-i dağ da bulunur.
Ömer Hulusi Baylar (Büyük dedemdir, rahmetlinin ömrü seyyar satıcılıkla ve köy köy dolaşarak geçmiştir)
1860-1941
Balaban / Darende / Malatya

 

Prag

Yıllar önce Çekoslovakya adıyla tanıdığımız ülke, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya olarak ikiye ayrılınca Prag şehri de Çek Cumhuriyeti’nin başkenti oldu.

“Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” sorusu hepimizin bildiği gibi türkçemizdeki en uzun kelime, artık bu kelimeyi değiştirerek kullanmamız gerekecek: “Çek Cumhuriyeti’lileştiremediklerimizden misiniz?” diyeceğiz çünkü artık çekoslovakya diye bir ülke mevcut değil.

Prag, 1.3 milyon nüfuslu bir kent, tarihi çok eskilere dayanan bu kent, Avrupa’nın en çok turist çeken altıncı şehri olarak dikkat çekiyor. Ekonomi, turizme bağlı diyebiliriz.

Avrupa Birliği üyesi olan Çek Cumhuriyeti’ne, Schengen vizesi ile girebiliyorsunuz. Şehrin en önemli noktası OLD TOWN denilen bölge. 1100 yıllık bir tarihe sahip kentte görülecek o kadar çok güzel ve eski bina var ki, insanın etkilenmemesi mümkün değil.

Prag romantik bir şehir olarak tanınıyor ve kafeleri, lokantaları ve müzeleriyle insan sıkılmadan gezebiliyor.

Şehirde görülmesi gereken yerler:

Old Town: Her köşesi tarihi bina ve kiliselerle dolu ve ara sokaklara bile girerek harika yerler görebilirsiniz.

Charles Köprüsü: (Karluv Most) Vltava Nehri üzerindeki bu köprü, 13.cü yüzyılda Charles V tarafından yapılmıştır.500 metre uzunluğunda olup, sağ ve sol kolda heykellerle süslenmiştir.

St. Vithus Katedrali

Prag Kalesi: 9.cu yüzyılda yapılan bu kale, dünyanın en büyük kalesi olarak kabul edilmektedir. 570 metre uzunluğunda ve 130 metre genişliğinde bir alana kurulmuştur.

Astronomik Saat: (Orloj) Old Town Meydanı’nda bulunan bu astronomik saat, 14.cü Yüzyılda yapılmış ve güneş ve ayın hareketlerini gösteriyor.

Josefov Yahudi Bölgesi (Jewish Quarter): Prag’daki yahudi azınlığı 1000 yılı aşkın süredir varlığını sürdürüyor ve ülkenin ekonomisinde ciddi anlamda etkisi bulunuyor. Yahudilerin yaşadıkları yerler ve sinagogların bulunduğu bu bölge turistler için ilgi çeken bir köşe. Yahudilere çekler “josefov” dedikleri için bu bölgenin adı josefov olarak da geçmektedir.

Old New Sinagogu: 1270 yılından kalma bu sinagog, Prag’daki en eski barok yapı olarak kabul görmektedir.

Prag’daki birçok kilisede akşam saatlerinde klasik müzik konserleri sunulmaktadır. Kiliselerin önünde bulunan bilet kontuvarlarından bilet alabilirsiniz.

Old Town bölgesindeki taksilere asla binmemeniz gerekiyor, her yönden sahtekar olan bu taksiciler dünyaca ünlüdürler.

Avrupa Birliği’ne girmesine rağmen, Çek Cumhuriyeti parası olan Çek Kronu (Kc) kullanılmaya devam ediyor. 1 Euro ortalama 24 Kc

Araba kiralayarak Prag’a geldiyseniz, aracınızı ulu orta yerlere koymamanız gerekiyor çünkü hırsızlık maalesef çözülemeyen bir problem ve kapalı ya da ücretli parklar haricinde hiçbiryere park edilmemesi gerekiyor.

Para bozduracaksanız resmi döviz bürolarından vazgeçmemeniz gerekiyor, sokaklardaki seyyar dövizcilerin sahte ya da başka ülke paralarını bozdukları ile alakalı üzücü hikayeler anlatılıyor.

Turistlerin çok olduğu bölgelerde cepçilere de dikkat edilmesi gerekmekte. Önemli eşyalarınızı sağlam yerlerde saklamanız gerekmektedir.

Prag

Yıllar önce Çekoslovakya adıyla tanıdığımız ülke, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya olarak ikiye ayrılınca Prag şehri de Çek Cumhuriyeti’nin başkenti oldu.

“Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” sorusu hepimizin bildiği gibi türkçemizdeki en uzun kelime, artık bu kelimeyi değiştirerek kullanmamız gerekecek: “Çek Cumhuriyeti’lileştiremediklerimizden misiniz?” diyeceğiz çünkü artık çekoslovakya diye bir ülke mevcut değil.

Prag, 1.3 milyon nüfuslu bir kent, tarihi çok eskilere dayanan bu kent, Avrupa’nın en çok turist çeken altıncı şehri olarak dikkat çekiyor. Ekonomi, turizme bağlı diyebiliriz.

Avrupa Birliği üyesi olan Çek Cumhuriyeti’ne, Schengen vizesi ile girebiliyorsunuz. Şehrin en önemli noktası OLD TOWN denilen bölge. 1100 yıllık bir tarihe sahip kentte görülecek o kadar çok güzel ve eski bina var ki, insanın etkilenmemesi mümkün değil.

Prag romantik bir şehir olarak tanınıyor ve kafeleri, lokantaları ve müzeleriyle insan sıkılmadan gezebiliyor.

Şehirde görülmesi gereken yerler:

Old Town: Her köşesi tarihi bina ve kiliselerle dolu ve ara sokaklara bile girerek harika yerler görebilirsiniz.

Charles Köprüsü: (Karluv Most) Vltava Nehri üzerindeki bu köprü, 13.cü yüzyılda Charles V tarafından yapılmıştır.500 metre uzunluğunda olup, sağ ve sol kolda heykellerle süslenmiştir.

St. Vithus Katedrali

Prag Kalesi: 9.cu yüzyılda yapılan bu kale, dünyanın en büyük kalesi olarak kabul edilmektedir. 570 metre uzunluğunda ve 130 metre genişliğinde bir alana kurulmuştur.

Astronomik Saat: (Orloj) Old Town Meydanı’nda bulunan bu astronomik saat, 14.cü Yüzyılda yapılmış ve güneş ve ayın hareketlerini gösteriyor.

Josefov Yahudi Bölgesi (Jewish Quarter): Prag’daki yahudi azınlığı 1000 yılı aşkın süredir varlığını sürdürüyor ve ülkenin ekonomisinde ciddi anlamda etkisi bulunuyor. Yahudilerin yaşadıkları yerler ve sinagogların bulunduğu bu bölge turistler için ilgi çeken bir köşe. Yahudilere çekler “josefov” dedikleri için bu bölgenin adı josefov olarak da geçmektedir.

Old New Sinagogu: 1270 yılından kalma bu sinagog, Prag’daki en eski barok yapı olarak kabul görmektedir.

Prag’daki birçok kilisede akşam saatlerinde klasik müzik konserleri sunulmaktadır. Kiliselerin önünde bulunan bilet kontuvarlarından bilet alabilirsiniz.

Old Town bölgesindeki taksilere asla binmemeniz gerekiyor, her yönden sahtekar olan bu taksiciler dünyaca ünlüdürler.

Avrupa Birliği’ne girmesine rağmen, Çek Cumhuriyeti parası olan Çek Kronu (Kc) kullanılmaya devam ediyor. 1 Euro ortalama 24 Kc

Araba kiralayarak Prag’a geldiyseniz, aracınızı ulu orta yerlere koymamanız gerekiyor çünkü hırsızlık maalesef çözülemeyen bir problem ve kapalı ya da ücretli parklar haricinde hiçbiryere park edilmemesi gerekiyor.

Para bozduracaksanız resmi döviz bürolarından vazgeçmemeniz gerekiyor, sokaklardaki seyyar dövizcilerin sahte ya da başka ülke paralarını bozdukları ile alakalı üzücü hikayeler anlatılıyor.

Turistlerin çok olduğu bölgelerde cepçilere de dikkat edilmesi gerekmekte. Önemli eşyalarınızı sağlam yerlerde saklamanız gerekmektedir.

Hediyeni Seç – Hediyelik Ürünler Sitesi

Uzun zamandan beri üzerinde çalıştığımız online hediyelik satış sitesini yayına açmanın heyecanını yaşamaktayız.

“Hediyeni Seç” kendi stoklarındaki ürünleri internet ortamında sağlıklı bir şekilde müşterilerine ulaştırma amacıyla kuruldu, ürünler üzerine isim yazma imkanı yine kendi bünyemizde bulunan baskı departmanımız tarafından sunulan bir hizmet, bu sayede seçtiğiniz ürünlerin üzerine kişiselleştirme imkanı da bulabileceksiniz.

Hediyeniseç markası tarafımızdan tescilli olup benzer isimlerle yayın yapan firma ya da sosyal medya siteleriyle bir bağlantısı bulunmamaktadır.

hediyenisec.com adresinden sizlere de hizmet vermekten mutluluk duyacağız.

Çinliler ve Uzaylılar

Çin büyük bir coğrafyaya sahip kadim bir ülkedir. Doğal olarak bu geniş coğrafyanın her bölgesinin kendine has farklı özellikleri vardır.

Bir uzay aracı Çin’e indiğinde ne olur acaba diye sorulduğunda verilebilecek eğlenceli cevaplara örnek:

  • Beijingliler onlarla devlet ilişkisi kurmaya çalışır
  • Guangzhoulular onları direkt çorba yapıp yerler.
  • Wenzhoulular onlarla ticaret yapar.
  • Şangaylılar onları hayvanat bahçesine koyup bilet karşılığı halka gösterir.